Mahremiyet ve veri koruması konuları günümüzde giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu nedenle, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gibi mevzuatlar da giderek büyük bir önem kazanmaktadır.
Giriş
Mahremiyet ve veri koruması konuları günümüzde giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu nedenle, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gibi mevzuatlar da giderek büyük bir önem kazanmaktadır. Türkiye ve Avrupa Birliği arasında kişisel verilerin korunması konusundaki yasal düzenlemelerin karşılaştırılması da bu bağlamda büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye'de kişisel verilerin korunması alanında ilk adımlar, 2016 yılında yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile atılmıştır. Bu kanun, bireylerin kişisel verilerinin işlenmesi ve korunması konusunda geniş kapsamlı düzenlemeler içermektedir. Avrupa Birliği ise 2018 yılında yürürlüğe giren Genel Veri Koruma Tüzüğü ile kişisel verilerin işlenmesi ve korunması konusunda daha katı kurallar getirmiştir.
Avrupa Birliği'nin veri koruma düzenlemeleri, genel olarak Türkiye'den daha katı ve kapsamlıdır. AB, bireylerin kişisel verilerinin işlenmesi ve korunması konusunda daha sıkı kurallar getirmiş ve bu konuda etkin denetim mekanizmaları oluşturmuştur. Türkiye ise AB'ye göre daha esnek bir yaklaşım benimsemiş ve kişisel verilerin korunması konusunda belirli sınırlamalar getirmiştir. AB'nin veri koruma düzenlemelerinde en dikkat çekici nokta, bireylerin kişisel verilerinin işlenmesi için açık rıza alınması gerekliliğidir. Bu rıza, açık ve anlaşılır bir şekilde ifade edilmeli ve istendiğinde geri alınabilmelidir. Türkiye'de ise bu konuda daha esnek bir yaklaşım bulunmaktadır. Kişisel verilerin işlenmesi için rıza alınması gerekmekle birlikte, bu konuda bazı istisnalar bulunmaktadır.
AB'nin veri koruma düzenlemelerinde ayrıca, bireylerin kişisel verilerinin işlenmesi konusunda daha fazla kontrol sahibi olmaları ve verilerinin nasıl kullanıldığını daha iyi takip edebilmeleri sağlanmıştır. Bu sayede, bireylerin mahremiyet hakları daha iyi korunmakta ve veri güvenliği sağlanmaktadır. Türkiye ise bu konuda daha sınırlı bir düzenleme getirmiş ve veri koruma konusunda AB'ye göre daha az katı kurallara sahip olmuştur. Özellikle, veri ihlalleri ve güvenlik açıkları durumunda alınacak önlemlere de detaylı olarak yer verilmiştir. Böylece, kişisel verilerin korunması konusunda daha etkin bir yaklaşım benimsenmiş ve veri ihlalleri durumunda caydırıcı cezalar öngörülmüştür. Türkiye ise bu konuda daha az detaylı bir yaklaşım benimsemiş ve veri ihlalleri durumunda uygulanacak cezalar konusunda belirli sınırlamalar getirmiştir.
Kişisel verilerin korunması konusundaki yasal düzenlemeler, Türkiye ve Avrupa Birliği arasında bazı farklılıklar göstermektedir. AB, veri koruma konusunda daha katı ve kapsamlı kurallar getirirken, Türkiye daha esnek bir yaklaşım benimsemiştir. Ancak her iki tarafın da temel amacı, bireylerin mahremiyet haklarını korumak ve veri güvenliğini sağlamaktır. Bu nedenle, kişisel verilerin korunması konusundaki yasal düzenlemelerin sürekli olarak güncellenmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir. Aksi halde, veri ihlalleri ve güvenlik açıkları gibi sorunlar ortaya çıkabilir ve bireylerin mahremiyet hakları tehlikeye girebilir. Bu nedenle, hem Türkiye hem de Avrupa Birliği, kişisel verilerin korunması konusunda daha etkin ve kapsamlı düzenlemeler yapmalı ve bu konuda işbirliği içinde hareket etmelidir.
1.Türkiye'de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)
KVKK, Türkiye’nin kişisel verilerin korunması konusundaki mevzuatında önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Bu kanunun Avrupa Birliği’ndeki GDPR ile karşılaştırılması ise, Türkiye’nin veri koruma konusundaki mevzuatının Avrupa standartlarıyla uyumluluğunu değerlendirmek adına önemli bir referans noktası oluşturmaktadır. KVKK’nın GDPR’den farklı yönleri olduğu gibi, benzer yönleri de bulunmaktadır.
Öncelikle, KVKK’nın GDPR’den farklılıkları üzerine odaklanmak gerekirse, mevzuatın kapsamı ve uygulama alanı arasında belirgin farklar bulunmaktadır. Türkiye’deki KVKK, bireylerin kişisel verilerinin işlenmesi konusunda belirli kurallar ve standartlar getirirken, GDPR daha geniş bir kapsama sahiptir ve AB ülkelerindeki tüm kurum ve kuruluşları kapsar. Ayrıca, KVKK’nın veri ihlalleri ve cezalar konusundaki düzenlemeleri de GDPR’den farklılık göstermektedir. KVKK, veri ihlallerinin bildirilmesi ve cezaların uygulanması konusunda belirli prosedürler öngörürken, GDPR daha katı bir yaklaşım benimsemekte ve yüksek cezaların uygulanmasını sağlamaktadır.
Bununla birlikte, KVKK’nın GDPR’ye benzer yönleri de bulunmaktadır. Örneğin, her iki düzenleme de bireylerin kişisel verilerinin işlenmesi konusunda açık rıza alınmasını ve veri sorumlularının belirli yükümlülükleri yerine getirmesini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca, her iki düzenleme de veri sahiplerinin haklarını korumaya ve verilerin doğru ve güncel tutulmasını sağlamaya yönelik çeşitli önlemler içermektedir. Kişisel verilerin korunması konusundaki bu düzenlemeler, bireylerin veri güvenliğini sağlamak ve veri ihlalleriyle mücadele etmek adına önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ancak, uygulamada karşılaşılan zorluklar ve mevzuatın etkin bir şekilde uygulanması gerekliliği, hem Türkiye hem de Avrupa Birliği için önemli bir konu olarak dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, KVKK’nın AB standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi ve düzenlemenin etkin bir şekilde uygulanması için çeşitli adımlar atılmaktadır. Türkiye’nin veri koruma mevzuatındaki eksiklikler giderilerek, AB ile veri transferi konusunda da uyumlu bir zemin oluşturulması da hedeflenmektedir.
2.Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR)
Avrupa Birliği'nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ve Türkiye'nin Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki düzenlemelerin karşılaştırılması, her iki tarafın yaklaşımını anlamamıza ve karşılaştırarak farklılıkları görebilmemize olanak tanır.
Avrupa Birliği'nde GDPR, kişisel verilerin korunmasını sağlamak için geniş kapsamlı bir yasal çerçeve oluşturmuştur. Bu yönetmelik, AB üye devletlerindeki kişisel veri işleme süreçlerini birleştirerek standartlaştırır ve kişisel verilere ilişkin hakları güçlendirir. Bunun yanı sıra, GDPR şeffaflığı teşvik ederek bireylere verilerinin nasıl kullanıldığı konusunda bilgi verme hakkı verir. Türkiye'de ise Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, kişisel verilerin işlenmesinde kişisel verilerin korunması ilkesini benimsemektedir. Bu kanun, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini engeller ve kişisel veri sahiplerine kontrol ve koruma sağlar. Bununla birlikte, Türkiye'deki kişisel veri koruma düzenlemeleri, AB'nin GDPR'si kadar kapsamlı olmamakla birlikte, benzer bir yaklaşımı benimsemektedir. GDPR, AB üyesi ülkeler arasında veri aktarımını kolaylaştırır ve AB içindeki veri koruma standartlarını yükseltir. Ayrıca, GDPR'nin uygulama alanı sadece AB'de bulunan şirketleri değil, AB dışındaki şirketleri de kapsar. Bu sayede AB dışındaki ülkelerdeki şirketler de GDPR gerekliliklerini yerine getirmek zorundadır.
Türkiye'deki Kişisel Verilerin Korunması Kanunu da benzer bir amaca hizmet etmektedir. Bu kanun, kişisel verilerin işlenmesinde şeffaflığı ve adil işleme ilkesini vurgular. Ayrıca, kişisel veri sahiplerine verilerini koruma ve kontrol etme imkanı tanır. Ancak, Türkiye'nin GDPR ile kıyaslandığında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, GDPR'nin AB üyesi ülkeler arasında veri aktarımını kolaylaştırması ve ortak bir veri koruma standartı oluşturmasıyla karşılaştırıldığında, Türkiye'deki Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun AB ile veri transferinde belirli prosedürler gerektirmesi farklılık gösterir. Bu durum, Türkiye'nin AB standartlarına uyumu ve veri aktarımının kolaylaştırılmasında önemli bir husustur.
Türkiye'deki Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun uygulanmasıyla ilgili belirsizlik ve tutarsızlıklar da dikkat çekmektedir. AB'nin GDPR'si daha kapsamlı bir yasal çerçeve oluştururken, Türkiye'deki düzenlemelerde bazı eksiklikler bulunabilir. Bu durum, Türkiye'de kişisel veri koruma alanında daha fazla düzenlemenin ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Türkiye'nin AB standartlarına uyumu ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun AB'nin GDPR'sine benzerlik göstermesi önemlidir. Bu sayede, Türkiye'de kişisel veri koruma düzeyi yükseltilerek AB ile uyumlu hale getirilebilir. Ancak, uygulamada yaşanan belirsizliklerin giderilmesi ve düzenlemelerin daha net bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Türkiye'deki Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve AB'nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği arasında benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır. Her iki düzenleme de kişisel verilerin korunmasını sağlamayı amaçlarken, uygulamadaki farklılıklar ve belirsizlikler dikkate alınmalıdır.
3.KVKK Ve GDPR Kapsamındaki Temel Prensipler
Kişisel verilerin korunması konusu günümüzde giderek daha fazla önem kazanan bir alan haline gelmiştir. Bu konuda Türkiye ve Avrupa Birliği'nin farklı yasal düzenlemeleri bulunmaktadır. Türkiye'de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve Avrupa Birliği'nde Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) bu alanda temel yasal dayanakları oluşturmaktadır. Her iki düzenleme de kişisel verilerin korunması konusunda önemli prensipler ve haklar belirlemektedir. KVKK'nın ve GDPR'nin kapsamındaki temel prensipler arasında veri işleme amacının belirli, adil ve meşru olması, veri minimizasyonu ilkesine uyulması, verilerin doğru ve güncel tutulması, veri güvenliğinin sağlanması gibi konular yer almaktadır. Bu prensipler, bireylerin kişisel verilerinin güvenliğini ve gizliliğini korumayı amaçlamaktadır.
Türkiye'deki KVKK ile Avrupa Birliği'ndeki GDPR arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, KVKK'da veri sorumluları ve veri işleyenler arasında sayısal bir sınırlama yokken, GDPR'da bu konuda belirli sayısal kriterler bulunmaktadır. Ayrıca, KVKK'da bazı istisnai durumlar dışında veri transferlerinin yalnızca Türkiye sınırları içinde yapılması gerekmektedir. GDPR ise Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) dışındaki ülkelerle veri transferlerini düzenlemektedir. Bununla birlikte, her iki yasal düzenleme de bireylere belirli haklar tanımaktadır. Örneğin, KVKK ve GDPR, bireylerin kişisel verilerini kontrol etme, erişme, düzeltme, silme ve taşıma haklarını düzenlemektedir. Ayrıca, bireyler verilerinin nasıl işlendiğini ve hangi amaçlarla kullanıldığını öğrenme hakkına da sahiptir. KVKK ve GDPR'nin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için uygun denetim ve cezai yaptırımların olması da büyük önem taşımaktadır. Bu sayede veri sorumluları ve veri işleyenler yasal düzenlemelere uygun olarak hareket etmek zorunda kalacak ve böylece bireylerin veri güvenliği sağlanmış olacaktır.
Türkiye'de KVKK'nın yürürlüğe girmesiyle birlikte kurumlar ve bireyler kişisel verilerin korunması konusunda daha fazla bilinçlenmeye başlamıştır. Veri güvenliğine daha fazla önem verilmekte, kişisel verilerin işlenmesi konusunda belirli kurallara uyulması gerekmektedir. Bu da hem bireylerin hem de işletmelerin veri güvenliği açısından daha sağlıklı bir ortam oluşturulmasına katkı sağlamaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde ise GDPR'nin yürürlüğe girmesiyle birlikte birçok kurum ve işletme veri koruma politikalarını güncellemiş ve uyum sağlamıştır. Bireylerin veri güvenliği hakları daha fazla korunur hale gelmiş, veri işleyenlerin yaptırıma maruz kalma riski artmıştır. Bu da veri koruma bilincinin artmasına ve daha güvenli bir veri işleme ortamının oluşturulmasına yol açmıştır. Türkiye ve Avrupa Birliği arasında kişisel verilerin korunması konusunda farklı yaklaşımlar olsa da temel prensipler benzerlik göstermektedir. Her iki yasal düzenleme de veri güvenliği ve gizliliğini korumayı amaçlamakta, bireylere çeşitli haklar tanımakta ve denetim mekanizmaları oluşturarak düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamaktadır.
Kişisel verilerin korunması konusu günümüzde giderek daha fazla önem kazanan bir alan haline gelmiştir. Türkiye'de KVKK ve Avrupa Birliği'nde GDPR gibi yasal düzenlemeler bu alanda temel prensipleri belirlemekte ve bireylerin veri güvenliğini korumayı amaçlamaktadır. Her iki düzenleme de veri işleme amacının belirli, adil ve meşru olması, veri minimizasyonu ilkesine uyulması, verilerin doğru ve güncel tutulması, veri güvenliğinin sağlanması gibi prensipleri içermektedir. Bu sayede bireylerin veri güvenliği ve gizliliği korunmakta, veri işleyenlerin ise belirli kurallara uymaları sağlanmaktadır. Bu düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için uygun denetim mekanizmalarının olması da büyük önem taşımaktadır. Bu sayede veri sorumluları ve veri işleyenler yasal düzenlemelere uygun olarak hareket etmek zorunda kalacak ve böylece bireylerin veri güvenliği sağlanmış olacaktır.
4. KVKK ve GDPR'de Yer Alan Haklar Ve Yükümlülükler
Türkiye'de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve Avrupa Birliği'nde Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR)arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, Türkiye ve Avrupa Birliği perspektifinden incelendiğinde dikkat çekicidir.
KVKK, Türkiye'de 2016 yılında yürürlüğe giren bir düzenlemedir ve kişisel verilerin işlenmesi ile ilgili genel ilkeleri belirlemektedir. Bu kanun, bireylerin kişisel verilerinin işlenmesinde açık rıza ilkesine önem verirken, veri sorumlularının da kişisel verileri koruma ve güvenlik önlemlerini alması gerektiğini vurgular. Ayrıca, KVKK kapsamında bireylerin kişisel verilerini kontrol etme ve düzeltme hakkı da bulunmaktadır. Öte yandan, GDPR Avrupa Birliği'nde 2018 yılında yürürlüğe giren bir düzenlemedir ve kişisel verilerin korunması konusunda daha kapsamlı bir yaklaşım sunmaktadır. GDPR, kişisel verilerin işlenmesinde şeffaflık ilkesine vurgu yaparken, veri sorumlularının da veri koruma önlemlerini alması ve gerekli güvenlik tedbirlerini uygulaması gerektiğini belirtmektedir. Aynı zamanda, GDPR bireylere kişisel verilerini taşınabilir ve silinebilir hale getirme hakkını da tanımaktadır.
KVKK ve GDPR arasındaki bir diğer önemli fark, cezai yaptırımların uygulanmasıdır. KVKK kapsamında belirlenen cezai yaptırımların yanı sıra, GDPR daha sert cezai yaptırımlar içermektedir. Avrupa Birliği, GDPR kapsamında ciddi ihlallerde 20 milyon avroya kadar veya şirketin küresel cirosunun %4'üne kadar ceza uygulayabilmektedir. Bu nedenle, Avrupa Birliği, kişisel verilerin korunması konusunda daha katı bir yaklaşıma sahiptir.
Türkiye ve AB arasında kişisel verilerin korunması konusunda en büyük farklılıklardan biri ise denetleme mekanizmalarıdır. AB ülkelerinde, bağımsız veri koruma otoriteleri tarafından denetimler yürütülmektedir. Bu otoriteler, veri sorumlularını denetleyerek GDPR'ye uygunluklarını kontrol etmekte ve gerekli yaptırımları uygulamaktadır. Türkiye'de ise Kişisel Verilerin Korunması Kurulu, denetimler ve yaptırımlar konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Bu kurul, kişisel verilerin korunması kanununa uygunluğu denetleyerek gerektiğinde yaptırımlar uygulayabilmektedir.
Kişisel verilerin korunması konusunda Türkiye ve AB arasındaki bir diğer önemli farklılık ise veri aktarımı konusudur. AB ülkeleri arasında kişisel veri aktarımı serbesttir ancak üçüncü ülkelerle yapılan veri transferleri için ek önlemler alınması gerekmektedir. Türkiye ise AB ülkeleri ile kişisel veri transferlerinde belirli koşullara tabi tutulmaktadır. Bu durum, Türkiye'nin AB standartlarına uyum sürecinde karşılaştığı önemli engellerden biridir.
Kişisel verilerin korunması kanunları, hem bireylerin gizliliğini korumak hem de veri sorumlularının sorumluluklarını belirlemek amacıyla oluşturulmuştur. Bu düzenlemeler, internet üzerindeki veri güvenliğinin sağlanması ve kötü niyetli kullanımların engellenmesi için önemli bir adımdır. Ancak, Türkiye ve Avrupa Birliği'nin bu konudaki yaklaşımları arasındaki farklılıklar, uluslararası veri transferlerinde de etkili olabilmektedir.
Türkiye ve AB arasında kişisel verilerin korunması konusunda benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır. Her iki bölgede de kişisel verilerin korunması, hukuki ve teknolojik açıdan sürekli olarak geliştirilmekte ve güncellenmektedir. Türkiye'nin AB standartlarına uyum sağlaması ve kişisel verilerin korunması mevzuatının güçlendirilmesi, hem ülke içinde hem de uluslararası alanda veri koruma standartlarının yükseltilmesine katkı sağlayacaktır. Bu doğrultuda, veri sorumlularının ve veri işleyenlerin yükümlülüklerini yerine getirmeleri ve kişisel verilerin hassasiyeti konusunda daha bilinçli olmaları önem arz etmektedir. Bu sayede, bireylerin kişisel verileri güvenli bir şekilde işlenerek gizlilik haklarına saygı duyulacaktır.
5.KVKK ve GDPR kapsamında Ceza ve Yaptırımlar
Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki en büyük farklardan biri ise yaptırımların uygulanma şekli ve düzeyidir. Türkiye'de KVKK ihlalleri durumunda para cezaları uygulanırken, AB ülkelerinde GDPR ihlalleri sadece para cezası ile sınırlı kalmayabilir. Bu durum, AB'nin kişisel veri koruma konusundaki daha katı yaklaşımını ortaya koymaktadır.
Öte yandan, KVKK ve GDPR arasındaki bir diğer fark da ihlallerin bildirilmesi ve cezalandırılması sürecinde görülmektedir. Türkiye'de KVKK'nın ihlal edilmesi durumunda yetkili kurumun bu ihlali ilan etme ve cezalandırma süreci daha hızlı ve etkili olabilirken, AB'de GDPR ihlallerinin bildirilmesi ve cezalandırılması daha karmaşık bir süreç olabilir.
Ancak, her iki mevzuat da kişisel verilerin korunmasını ve güvenliğini ön planda tutmaktadır. KVKK ve GDPR, bireylerin kişisel verilerinin gizliliğini ve güvenliğini sağlamak için önemli adımlar atmış ve bu alanda standartlar belirlemiştir. Bu sayede, hem Türkiye hem de Avrupa Birliği ülkelerindeki şirketler ve kurumlar, kişisel veri koruma konusunda daha bilinçli ve sorumluluk sahibi hale gelmiştir.
KVKK ve GDPR gibi kişisel verilerin korunması kanunları, günümüzün dijital dünyasında bireylerin kişisel verilerinin güvenliğini sağlamak için büyük önem taşımaktadır. Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki farklılıklar ve benzerlikler göz önüne alındığında, her iki mevzuatın da kişisel veri koruma konusundaki etkili politikaları ve yaptırımlarıyla dikkat çektiği görülmektedir. Bu nedenle, her iki tarafın da bu kanunlara titizlikle uyması ve kişisel verilerin korunması konusunda daha duyarlı bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir.
6.Sonuç ve Öneriler
Kişisel verilerin korunması konusu günümüzde hem Türkiye hem de Avrupa Birliği (AB) için büyük önem taşımaktadır. Her iki bölgede de kişisel verilerin korunması kanunları mevcuttur ve bu kanunlar, bireylerin verilerinin güvenliğini sağlamayı amaçlar. Bu noktada, Türkiye'de 2016 yılında yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile AB'de 2018 yılında yürürlüğe giren Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) arasında benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır.
KVKK ve GDPR, bireylerin kişisel verilerinin işlenmesi, saklanması ve güvenliği konularında benzer prensiplere dayanmaktadır. Her iki kanun da veri sorumlularının yükümlülüklerini düzenler ve veri sahiplerine çeşitli haklar tanır. Ancak, AB'nin GDPR'si daha kapsamlı ve katı kurallar içermektedir. Bununla birlikte, Türkiye'nin KVKK'sı da AB standartlarına uygun olarak hazırlanmış ve benimsenmiştir.
AB'nin GDPR'si, kişisel verilerin işlenmesi konusunda daha detaylı ve katı kurallar içermektedir. Bu kurallar, bireylerin verilerinin korunmasını ve gizliliğini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Öte yandan, Türkiye'nin KVKK'sı da benzer prensiplere dayanmakla birlikte, bazı farklılıklar içermektedir. Türkiye'nin KVKK'sı, AB'nin GDPR'sine kıyasla daha esnek ve uyumlu bir yaklaşım sergilemektedir.
Türkiye ve AB arasında kişisel verilerin korunması kanunları açısından benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır. Her iki bölgede de kişisel verilerin güvenliği ve gizliliği büyük önem taşımaktadır. Türkiye'nin KVKK'sı, AB'nin GDPR'sine benzer prensiplere dayanmakla birlikte, bazı farklılıklar içermektedir. Bu farklılıklar, her iki kanunun da kendi coğrafi ve kültürel yapılarına uygun olarak hazırlandığını göstermektedir. Bu nedenle, her iki kanunun da veri koruma standartlarını yükseltmek ve bireylerin verilerini etkin bir şekilde korumak amacıyla önemli adımlar attığını söyleyebiliriz.
Kaynaklar
European Union. "General Data Protection Regulation (GDPR)." GDPR Info, accessed August 8, 2024. https://gdpr-info.eu/.
Türkiye Cumhuriyeti. "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kanun No. 6698)." Mevzuat Bilgi Sistemi, accessed August 8, 2024. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.6698.pdf