Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 9. Ceza Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Tefecilik yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/622 Esas 2020/1610 Karar Sayılı İlamı

Tefecilik yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/622 Esas 2020/1610 Karar Sayılı İlamı

Tefecilik yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/622 Esas 2020/1610 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi

ESAS NO : 2020/622

KARAR NO : 2020/1610

KARAR TARİHİ : 15.10.2020

9. Ceza Dairesi         2020/622 E.  ,  2020/1610 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Tefecilik yapma
    Hüküm : Mahkumiyet


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılan Maliye Bakanlığını temsilen hazine vekilinin 03/02/2014 tarihli temyizden vazgeçme dilekçesi gözetilerek, sanığın temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılan incelemede;
    Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118-2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; UYAP sisteminde yapılan sorgulamada, sanık ... hakkında aynı suçtan Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/186 E. ve 2014/418 K. sırasında kayıtlı kamu davasında tefecilik suçundan mahkumiyet kararının verildiğinin anlaşılması karşısında, anılan davanın akıbetinin araştırılması, derdest ise davaların birleştirilmesi, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneğinin getirtilerek incelenmesi sonrasında, suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde, TCK"nın 3/1 ve 61. maddeleri de nazara alınarak, sanığa TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    5237 sayılı TCK"nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde hapis cezası alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasında gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle çelişkiye düşülmesi,
    5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Etiketler: