Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/6298 Esas 2015/14743 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/6298 Esas 2015/14743 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/6298 Esas 2015/14743 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 17. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2014/6298

KARAR NO : 2015/14743

KARAR TARİHİ : 22.12.2015

17. Hukuk Dairesi         2014/6298 E.  ,  2015/14743 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk Mahkemesi

BİRLEŞTİRİLEN DAVA
MAHKEMESİ :....Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Esas ve birleştirilen davanın davacısı vekili, davalı borçlu ....."nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 23.7.2007 tarihinde davalı ....."ya, onun da 24.8.2007 tarihinde davalı ....."a sattığını, taşınmazın halen borçlu tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu ..... vekili, müvekkili hakkındaki icra takibinin kesinleşmediğini, aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu taşınmazın müvekkilinin hastalığı ve vergi borçları nedeniyle davalı komşusu ..."a 40.000 Dolara satıldığını, bir yıl kirasız olarak oturma konusunda .... ile anlaştıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı .... vekili, aciz belgesi sunulmadığını, borçlu ile müvekkilinin komşu olduklarını, borçlu verem hastası olup çalışamadığı için dava konusu taşınmazı müvekkiline 40.000 Dolara sattığını,bir yıl kirasız oturması konusunda borçlu ile anlaştıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı.... vekili, aciz belgesi sunulmadığını, müvekkilinin iyiniyetli 4.kişi olarak taşınmazı 52.000 TL bedelle aldığını, Yunus ile müvekkilinin yazlık komşusu olduğunu,borçlu hasta olduğu için ve ..... kirasız oturma konusunda borçlu ile anlaştığından müvekkilinin de bir yıl kirasız oturma taahhüde uyduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davalı borçlunun dava konusu taşınmazı hastalığı nedeniyle ve işyerini kapatması nedeniyle geçimini temin ve vergi borçları nedeniyle sattığı, davacıdan mal kaçırma kastıyla hareket ettiğinin sabit olmadığı, muvazaa iddiasının sabit olmadığı gerekçesiyle esas ve birleştirilen davanın reddini karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması,borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması,iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden
çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının Kartal 1.İcra Müdürlüğünün 2006/923 sayılı takip dosyası yönünden 16.3.2005-2.10.2005 tarihleri arasındaki cari hesap alacağından doğduğu, alacağın gerçek olduğu, 22.8.2007,7.12.2007 tarihli haciz tutanaklarının İİK"nun 105 maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufların takip konusu alacaklardan sonra 23.7.2007 ve 24.8.2007 tarihlerinde yapıldığı, davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece dava ön koşulları yönünden Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/257 Esas 2007/466 Karar sayılı itirazın iptaline ilişkin hükmün kesinleşip kesinleşmediği sorularak kesinleşmemiş ise kesinleşmesi beklenerek, kesinleşmiş ise dava koşulları gerçekleşmiş olacağından dava konusu 23.7.2007 tarihli tasarrufun borçlu ile davalı Yunus"un kayınpeder-damat (borçlunun kızı Ziyneti davalı Yunus"un eşidir) olması nedeniyle İİK"nun 278/3-1 ,280/1 madde gereğince, dava konusu 24.8.2007 tarihli tasarrufun ise davalı Erkan vekilinin savunmasından davalı Erkan"ın borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu, dava konusu taşınmazın satışına rağmen halen borçlu tarafından bedelsiz olarak kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması nedeniyle İİK"nun 280/1 maddesi gereğince davacının alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçeyle esas ve birleştirilen davanın reddi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.