Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/12180 Esas 2020/518 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/12180 Esas 2020/518 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/12180 Esas 2020/518 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 8. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2018/12180

KARAR NO : 2020/518

KARAR TARİHİ : 22.01.2020

8. Hukuk Dairesi         2018/12180 E.  ,  2020/518 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı üçüncü kişi, 05.04.2016 tarihinde haczedilerek muhafaza altına alınan balya makinesinin kendisine ait olduğunu, hacizde hazır bulanan borçlulardan ... ’ın kendisi lehine istihkak iddiasında bulunduğunu, İcra Müdürlüğünce İİK’nin 96/1–2. maddesindeki yasal prosedür uygulanmadan işlem yapıldığını belirterek, şikayetinin kabulü ile haczin ve muhafaza işleminin iptaline karar verilmesini; iş bu talebinin yerinde görülmemesi halinde ise istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı alacaklı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, hacizde hazır bulunan borçlu ve alacaklı vekilinin açık bir beyanı olmadığı için istihkak iddiasına karşı tutumlarının belirsiz olduğu, bunun giderilmesi için de İİK’nin 96/1–2. maddesindeki yasal prosedürün uygulanması ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden haciz işleminin iptaline karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, üçüncü kişinin İcra Müdürlüğü işleminin iptali ve İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
    İİK’nin 96/1-2. maddesinde; “Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra zabıtlarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir. İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir. Sükutları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar…” düzenlemesi yer almakta ise de, iş bu madde hükmünde açıklanan işlemlerin yerine getirilmesi istihkak davası açılması için bir ön koşul değildir. Çünkü icra müdürlüğünün, işlemlere başlamadan önce üçüncü kişinin istihkak davası açmasına engel bir yasa hükmü yoktur. Ayrıca, prosedürün işletilmemiş olması haczin iptalini sonucu doğurmaz.
    Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre; 05.04.2016 tarihli haciz sırasında mahcuzlarla ilgili borçlu ... ’ın davacı üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunduğu ve eldeki davanın ise az yukarıda açıklanan prosedürün işletilmesi beklenmeden üçüncü kişi tarafından 11.04.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
    Bu durumda Mahkemece, yasal prosedür işletilmeden önce, üçüncü kişi tarafından bu davanın açılabileceği ve prosedür işletilmemiş olmasının haczin iptali sebebi olmayacağı gözetilerek şikayet talebinin reddi ile istihkak davasının esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nin 366. ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.