Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3373 Esas 2011/125 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3373 Esas 2011/125 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3373 Esas 2011/125 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 8. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2010/3373

KARAR NO : 2011/125

KARAR TARİHİ : ...01.2011

8. Hukuk Dairesi         2010/3373 E.  ,  2011/125 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ve müşterekleri ile ... ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.07.2009 gün ve 220/382 sayılı hükmün ...’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar vekili, vekil edenlerinin miras bırakanı ... tarafından davalılar ve miras bırakanları adına tapuda kayıtlı bulunan 440 sayılı parseldeki davalı ... ile ...’nin paylarını sırasıyla 1975 ve 1973, diğer davalıların miras bırakanı Gülsüm’ün payını ise 1973 yılında haricen satın alındığını, açıklayarak toplam ....950 m2 yüzölçüme sahip 440 parselin .../48 payının iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Bir kısım davalılar vekili, davacıların dayandığı belgenin altındaki imzanın davalı ...’ye ait olmadığını, tapulu taşınmazın satışı yönünde öngörülen biçim koşuluna uyulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından esastan ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
    Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/... ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun .... maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Uyuşmazlık konusu tüm payları kapsayan 440 sayılı parsel yapılan kadastro çalışmaları sırasında Mart 1327 tarih 54 sıra nolu tapu kaydının revizyonu sonucu kayıt miktarı kadar yer ... ve arkadaşları adına, kayıt miktar fazlası ise ... adına ........1950 tarihinde tespit ve tescil edilmiş, ... ve ...’ın itirazı üzerine Kadastro Komisyonun ....01.1967 gün ve 1058 sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın tamamının Toprak Tevzi Komisyonunca gerçek kişilere dağıtıldığı gerekçesiyle ... adına yapılan tespitin iptaline ve tümünün gerçek kişiler adına tespitine karar verilmiştir. ... tarafından ... Kadastro Mahkemesinde açılan tespite itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ........1997 gün ve .../66 Esas ve Karar sayılı kararla 48 pay kabul edilmek suretiyle davalılar adına tesciline karar verilmiştir. Hazinenin temyizi üzerine verilen yerel mahkeme hükmü .... Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek onanmış ve karar düzeltme isteği reddedilerek hüküm ....05.1999 tarihinde kesinleşmiştir. Böylece davalılar adına tapu kaydı aynı tarihte hükmen oluşmuştur.
    Yerel mahkemece verilen 28.....2005 gün ve 2004/243 Esas, 2005/532 Karar sayılı davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar ... ...,... ..., ... ... ve ... ... vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine Dairece;
    “…Davacıların 1973 ve 1975 yılındaki harici satın almalara dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduklarını, taşınmazın kadastro öncesi tapulu bir yer olduğunu, harici satışın tespitten sonra, ancak kesinleşmeden önce yapıldığını, taşınmazın öncesinin tapulu olması nedeniyle yapılan harici satış ve devrinin TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun .... maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmadığını, bu nedenle geçerli bir hukuki sonuç doğurmayacağını, diğer yönden harici satışın kadastro tespitinden sonraki evrede yapılmış olması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun .../B-b maddesinin uygulama yerinin bulunmadığını, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde görülmediğini…” gerekçe göstermek suretiyle bozma sevk edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiştir.
    Görüldüğü gibi ilk hüküm yukarıda adı geçenlerin vekilleri tarafından temyiz edilmiş olup, ...,......ve ... ...tarafından temyiz edilmemiştir. Adı geçenlerin tapuda sırasıyla .../48, .../48 ve .../48 payları vardır. Toplam .../48 pay sahibi bulunan Hatice,...ve ..., ilk hükmü temyiz etmediklerinden kendileri açısından verilen kabul kararının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bunların payları açısından yeniden hüküm kurulması bu bakımdan yerinde değildir. Kesinleşen ilk hükmün davalı ...,...ve ... payları yönünden davacılar tarafından infaza konulması mümkündür. Kesinleşen paylar bakımından yeniden hüküm kurulması ve buna bağlı olarak yeniden temyiz konusu yapılması kesin hükmün doğuracağı hukuki sonuçlara aykırı düşer. Hukuken bir değer de taşımaz. Davacılar vekilinin bu nedenle işin esasına yönelik temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmamaktadır. Bozma ilamına uyulmakla taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar. Davacılar vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunmadığından reddi ile hükmün esasının (.../48 pay yönünden) ONANMASINA,
    Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince: Dava konusu yapılan toplam pay oranı dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere .../48 paydır. .../48 pay yönünden bozmadan sonra verilen hükümle davanın reddine karar verilmiştir. Bozmadan sonra uyuşmazlık konusu olan yalnızca .../48 paydır. .../48 pay yönünden ilk kararla verilen hüküm temyiz edilmediğinden ve bu nedenle kesinleşmiş bulunduğundan bu paylar hakkında yeniden hüküm kurulmuş olsa bile vekalet ücreti takdirini gerektirmez. Çünkü yanılgı mahkemeden kaynaklanmaktadır. Toplam .../48 pay esas alınarak davalılar yararına fazla vekalet ücreti takdiri usul ve kanuna aykırıdır. Bu bakımdan bozmadan sonra uyuşmazlık konusu olan .../48 payın değeri esas alınarak ...,......ve ... ...’in payları dışında kalan ve payları dava konusu yapılan davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken kesinleşen paylar da katılmak suretiyle fazla vekalet ücreti takdiri usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince yalnızca vekalet ücreti yönünden BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı ...,... TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan ...,... TL’ nin temyiz eden davacılardan alınmasına ....01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.