"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Ağır Ceza
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık ... hakkında kurulan karara yönelik incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.03.2012 tarih ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, inceleme yapılmasına yer olmadığına, gereğinin merciince yerine getirilmesine,
2- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp, sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonucuna uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafileri ile sanıklar ... ve ..."nun yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Ticari taksi şoförü sanığın savunmasının aksine, diğer sanıklar ... ve ..."ın suçuna iştirak ettiğine veya ele geçen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna dair, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı anlaşıldığından, "Şüpheden sanık yararlanır" şeklindeki genel ceza hukuku ilkesi de gözetilerek beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.