"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAYNARCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/07/2009
NUMARASI : 2008/172-2009/124
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalıya ait 1576 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup, tescile tabi olmayan alanlar olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile tescil dışı bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 3402 Sayılı Yasa’nın 5841 Sayılı Yasa ile değişik 12/son maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup mahkemece 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespiti ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazine’nin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,
Ancak, her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır. Bir taraf dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olduğu halde dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da İnançları Birleştirme Kararı gereğince davayı kaybederse yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Anılan bu kural yasal ve yargısal uygulamada kararlılık kazanmıştır. (Baki Kuru, Hukuk Usulü Muhakemeleri 5. cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21/12/1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12/09/1977, 5445/5655 dipnot 161: 10.HD 24/02/1976, 6296/1297)
Hal böyle olunca; yapılan uygulamalar neticesinde dava tarihinde davacı Hazine’nin davasında haklı olduğu gözetilerek, yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.