Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/1190 Esas 2015/1804 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/1190 Esas 2015/1804 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/1190 Esas 2015/1804 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 6. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2015/1190

KARAR NO : 2015/1804

KARAR TARİHİ : 25.02.2015

6. Hukuk Dairesi         2015/1190 E.  ,  2015/1804 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 17/07/2014
    NUMARASI : 2013/69-2014/590

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

    Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde; Dava konusu taşınmazın 10/01/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 1 yıl süreli olarak kiraya verildiğini, aylık kira bedelinin 1650 TL olarak belirlendiğini, sözleşmenin 17. Maddesinde stopaj vergisini kiracının ödemesinin kararlaştırıldığını, stopaj vergisini düşük gösterilmesini isteyen davalı kiracının isteği üzerine, yapılan ikinci sözleşmede, aylık kira bedelinin 250.-TL olarak gösterildiğini ve bu miktar üzerinden davalı tarafın davacı tarafa kira bedelini ödediğini, ancak asıl kira sözleşmesinin, takibe dayanak olan 1650 TL bedelli sözleşme olduğunu, 1650 TL üzerinden ödenmeyen kira parasının tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile en az %40 icra inkar tazminatı, kira aktinin feshi ile tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, Davacı ile 10/01/2012 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmede aylık kira bedelinin 250 TL olarak kararlaştırıldığını, davacının başlattığı takibe dayanak olarak gösterdiği sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, davacıya kira borcu bulunmadığını, temerrüt oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, aylık 250,00 TL bedelli kira sözleşmesi hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı alacaklı 10/01/2012 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak, davalı borçlu aleyhine başlattığı tahliye talepli icra takibi ile 2012 yılının Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, aylarına ait aylık 1.400,00 TL"den 14.000,00 TL asıl kira alacağı ile 480,87 TL işlemiş faizin tahsilini talep etmiştir. Davalı, açılan davaya karşı yaptığı savunmasında 10/01/2012 başlangıç tarihli 10 yıl süreli aylık 250,00 TL bedelli kira sözleşmesini ibraz ederek aylık kira parasının 250,00 TL olduğunu bildirmiş, davacı vekili ise davalıca ibraz edilen kira sözleşmesinin vergi dairesine ibraz edilmek üzere imzalandığını ileri sürmüştür.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık aynı taşınmaz için düzenlenmiş 10/01/2012 başlangıç tarihli, aylık 1.650,00 TL ve aylık 250,00 TL bedelli sözleşmelerden hangisine itibar edileceği noktasındadır. 10/01/2012 başlangıç tarihli 10 yıl süreli ikinci sözleşmede ilk sözleşmenin feshedildiği ya da sona erdirildiği yönünde bir şerh bulunmadığı gibi, ilk sözleşmenin yapılmasından sonra aylık kira parasının fahiş oranda 1650 ,00 TL den 250,00 TL ye indirilmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Tüm bu var olan durum karşısında davalının dayandığı kira sözleşmesinin kira bedelini belirlemenin dışında başka bir nedenle düzenlendiği ve muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın tarafların gerçek iradesine uygun olarak düzenlenen 10/01/2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli ve aylık 1.650,00 TL bedelli kira sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekirken muvazaalı kira sözleşmesi esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ;Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.