"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : Zincirleme biçimde tefecilik suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu adı geçen Kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davalarına 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin katılma hakkı olmadığı, bu itibarla hükümleri temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki ... vekilinin sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
İncelemenin sanıklar müdafileri ile sanık ..."ın temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklara isnat edilen tefecilik suçunun 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, dosya kapsamına göre faiz karşılığı ödünç paranın verildiği son tarihin 2008 yılı olduğu, suç tarihinin kesin olarak saptanamaması nedeniyle lehe değerlendirme yapılarak 01/01/2008 olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tarih ile temyiz inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, 02/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.