Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 9. Ceza Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Tefecilik - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/2387 Esas 2020/2696 Karar Sayılı İlamı

Tefecilik - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/2387 Esas 2020/2696 Karar Sayılı İlamı

Tefecilik - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/2387 Esas 2020/2696 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi

ESAS NO : 2020/2387

KARAR NO : 2020/2696

KARAR TARİHİ : 15.12.2020

9. Ceza Dairesi         2020/2387 E.  ,  2020/2696 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

    Suç : Tefecilik
    Hüküm : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-Katılan ..., ..., ... vekilinin sanık ... hakkındaki tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
    TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu 5237 sayılı Kanun"un "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık ... hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekilerin katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müştekiler ..., ..., ... vekilinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
    2-Katılan ... vekili ve sanık müdafiinin tefecilik suçundan kurulan makumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Gerekçeli karar başlığında hatalı olarak gösterilen suç tarihinin dosya içerisinde bulunan ve tefecilik eylemine konu son eylem tarihi olduğu anlaşılan senet fotokopisindeki tanzim tarihi olan 08/12/2011 olarak mahallinde düzeltilmesi ve 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
    Tefecilik suçunun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmayan, suçtan katılan sıfatını alabilecek surette doğrudan zarar görmeyen müştekiler hakkında kendisini vekille temsil ettirdiklerinden bahisle lehlerine vekalet ücreti tayin edilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafii ile katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun"un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan "1500 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak kendisini vekille temsil ettiren katılanlar ..., ... ve ..."e eşit olarak verilmesine" şeklindeki ibarenin hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Etiketler: