"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Ağır Ceza
Teşekkül halinde uyuşturucu kaçakçılığı yapmak suçundan hükümlü ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, 765 sayılı 403/5-6-7, 405/2, 59, 31, 40, 36. maddeleri gereğince 5 yıl hapis cezası ve 37.562.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, üç sene kamu hizmetlerinden yasaklanmasına dair verilen .... Devlet Güvenlik Mahkemesinin 01.02.2001 tarih 1999/362-2001/35 sayılı kararın hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine kesinleştiği, infazı sırasında .....Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine ... Ağır Ceza Mahkemesinin 01.09.2005 tarih 1999/362-2001/35 sayılı kararı ile uyarlama yapılarak 5237 sayılı Kanunun lehe olduğu kabul edilerek anılan Kanunun 188/3-4, 192/3, 62, maddeleri gereğince cezalandırılmasına, mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e bentlerinde sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verildiği, hükümlünün adli para cezasını 13.01.2003 tarihinde, hapis cezasını ise 20.10.2004 tarihinde infaz ettiği, hükümlünün memnu hakların iadesi talebi üzerine 01.02.2001 tarihli ilamda belirlenen hak yoksunluğunun süresiz olmadığı, 3 yıl kamu hizmetinden yasaklanmasına karar verildiği, mahkemece sadece bir tespit yapılıp sürenin sonunda kendiliğinden iade olacağı gerekçeleriyle karar vermeye yer olmadığına dair .... Ağır Ceza Mahkemesinin 21.01.2014 tarihli ve 2014/40 Değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, memnu hakların iadesi talebinin reddi karar verilmiş ise de, 5352 sayılı Adli Sicil Kanun"un 14 ve geçici 2. maddesi uyarınca oluşturulan arşiv kaydının anılan Kanun"un 12. Maddesi uyarınca silinme koşullarının oluşup oluşmadığı hesaplandığından ve bu kaydın bulunması da yasaklanmış hak kavramına dahil olduğundan, ilgili şahsın memnu hakların iadesi talebinin aynı Kanun"un 12 ve 13/A. maddeleri uyarınca değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 05.08.2014 tarih ve 2014/15409/52223 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.09.2014 tarih ve 2014/300859 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümlü hakkında ... Devlet Güvenlik Mahkemesinin 01.02.2001 tarih 1999/362-2001 sayılı kararının temyiz incelemesinden geçerek 11.06.2001 tarihinde onanmak suretiyle kesinleştiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine uyarlama yapıldığı, yokluğunda verilen ... Ağır Ceza Mahkemesinin 01.09.2005 tarih 1999/362-2001/35 sayılı uyarlamaya ilişkin kararın, sanık tarafından bildirilen adrese tebliğe çıkarıldığında; taşındığı tespit edilerek iade edildiği, 29.09.2005 tarihinde ise yargılama sırasındaki müdafine tebliğ edildiği, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi Ve Vekillerin Görevlendirilmeleri İle Yapılacak Ödemelerin Usul Ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 7/1-b maddesine göre kovuşturma evresinde; esasa ilişkin hükmün kesinleşmesi ile müdafilik görevinin sona erdiği ve görevli olmayan müdafiye yapılan tebliğ ile hükmün kesinleşmediği, hükümlüye de usulüne uygun bir tebligat işleminin yapılmaması nedeniyle kesinleşmediği ve sonrasında verilen ... Ağır Ceza Mahkemesinin 21.01.2014 tarih 2014/40 değişik iş sayılı kararının da hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada REDDİNE, gerekli işlemin yapılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.